“`html
T24 Haber Merkezi
Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Barış Pehlivan, AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman‘ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘ye takdim ettiği “Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafızası” isimli eserinde MHP ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yayman, kitapta Kürt meselesinin çözümünde MHP ve Bahçeli’nin ikna edilmesinin kritik olduğuna vurgu yapıyor.
Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, son günlerde MHP lideri Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret ederek “Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafızası” adlı kitabı hediye etti. Barış Pehlivan, “Bahçeli’nin masasındaki kitapta ne yazıyor?” başlıklı yazısında, Yayman’ın kaleme aldığı eserden önemli alıntılar paylaştı.
Pehlivan, böylece belirtti:
“MHP liderinin masasındaki kitabı okur mu bilemiyorum. Ancak, madem ittifak ortağının temsilcisi olan Yayman, MHP’nin “Vakit tamamdır söz konusu vatandır” etiketini kullanarak paylaşımda bulundu, ben de o kitapta MHP’yi etkileyen bölümleri aktarmak istiyorum.
“MHP ve Bahçeli’nin ikna edilmesi gerekir”
516 sayfa olan kitapta “Türk milliyetçilerinin Kürt sorununa bakışı” başlıklı bir bölüm mevcut. Hüseyin Yayman, MHP’nin Kürt siyaseti hakkında üç dönem tanımlıyor: “İlk dönem, 1980 öncesine denk gelen, sağ-sol çatışmalarının yoğun olarak yaşandığı bir süreçtir. İkinci dönem, PKK’nin ortaya çıkmasının ardından şekillenen süreçtir. Üçüncü dönem ise Alparslan Türkeş’in vefatı ve Devlet Bahçeli’nin genel başkan olmasıyla başlayan dönemdir.”
Yayman, kitapta Bahçeli’nin Kürt meselesine yönelik yaklaşımını sıkça takdir ederken dikkat çekici bir gözlemde bulunuyor:
“Öcalan’ın yargılanıp idam cezasına mahkûm edilmesi sürecinde Devlet Bahçeli, idam cezasından yana bir tutum sergilemesine rağmen, ülkenin yararlarına uygun bulmadığı gerekçesiyle bu durumu gündelik politiğe malzeme yapmamış ve daha serinkanlı bir tavır sergilemiştir. Bahçeli’nin bu süreçte idam kararında ısrar etmesi halinde, koalisyonu bozma tehdidi ile daha sert bir muhalefet yapması durumunda nelerin olabileceği göz önüne alındığında bu tutumun önemi daha da belirgin hale gelecektir.”
MHP’nin kurucu lideri Türkeş ile Bahçeli arasındaki fark ise AKP’li milletvekili tarafından şöyle açıklanıyor:
“Devlet Bahçeli’nin genel başkan olmasıyla MHP’nin sert duruşu kısmen değişmiş, MHP, Kürtleri yok sayma tutumunu gözden geçirmiştir. Bahçeli, PKK’ya yönelik ne kadar sert bir dil kullanırsa kullansın, Kürtler hakkında daha yumuşak bir söylemi tercih etmiştir. MHP, Türkeş dönemindeki ‘inkâr’ politikalarını, Türkiye’nin değişimi ile birlikte Bahçeli döneminde değiştirerek daha ılımlı bir dil geliştirmiştir. Bu dönüşüm o denli kolay olmamıştır. Bahçeli, ‘Kürt vatandaşlarımız’ ifadesi yerine, ‘Kürtçe konuşan vatandaşlarımız’ kavramını yenilik olarak oluşturmuştur. Bu kavramın belirsizliği, Bahçeli’nin Kürt gerçekliğini kabullendiği anlamına mı geliyor, yoksa ‘Dağ Türkçesi’ tabirinin modernize edilmesi midir, net değildir. Ancak Bahçeli’nin, Türkeş dönemine göre daha ılımlı ve yapıcı bir yaklaşım sergilediği açıkça ortadadır.”
Hüseyin Yayman’a göre; Kürt açılımının başarıya ulaşması, hükümetin kararlılığı kadar, aynı zamanda milliyetçilerin ve özellikle MHP’nin tutumuna da bağlıdır. Bu sebeple, çözüm için, BDP kadar MHP’nin ve Bahçeli’nin de ikna edilmesi gerekiyor.”
“Geriye anadilde eğitim kaldı”
AKP milletvekili Yayman, “Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafızası” adlı eserinin sonunda, Kürt siyasi hareketinin taleplerini özetleyerek iki önemli sonuca ulaşıyor:
“25 madde şeklinde özetlediğimiz taleplerden önde gelenler arasında ‘Kürt Enstitüsü’nün kurulması, Kürtçe radyo ve televizyon yayınına izin verilmesi ve anadilde eğitim yer almaktadır. Şu anda yapılması gereken bu üç talebin ikisi karşılanmış durumda; geriye sadece anadilde eğitim meselesi kalmıştır. Tartışmalar anadilde eğitim etrafında yoğunlaşmıştır. Kısacası, günümüzde Kürt sorunu, esasen bir Kürtçe sorunu halini almıştır. Henüz uygulamaya geçmeyen çözümler, yönetimsel veya yasal düzenlemelerle hayata geçirilebilecek hususlardır. Ancak gelinen aşamada, Kürt meselesinin serbestçe tartışılması ve her türlü önerinin açık bir şekilde ifade edilmesi bile, önemli bir mesafe kat edilmesini sağlamıştır. Silahların susması ve serbest tartışma ortamının sürmesi, nihai çözüm yolunda bir adım daha atılmasını kolaylaştıracaktır.”
Yazının tümüne ulaşmak için
Ne olmuştu?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim tarihinde partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, “Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma lüzum bırakmayacak biçimde konuşacağım” ifadeleriyle PKK lideri Abdullah Öcalan hakkında çağrıda bulundu ve “Eğer terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun; terörün tamamen sona erdiğini, örgütün kapandığını haykırsın. Bu irade ve kararlılığı gösterirse, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılacak ve buna erişimin önü açılmalıdır. Ne Kandil ne Edirne, bağlantı İmralı’dan DEM Parti’ye uzansın. Bu ağır ve tarihi terör sorununu ülke gündeminden tamamen çıkarmak zorundayız. Hazırız, buna varız.” şeklinde konuştu. Bahçeli’nin bu ifadeleri siyasi kulislerde çeşitli tartışmalara yol açarken, 1 Ekim’de Meclis’in yeni yasama yılı açılışındaki DEM Partililerle tokalaşmasının ardından “yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?” sorusu üzerinde tartışmalar yoğunlaşmaya başladı.
|
Bahçeli, Öcalan’ı Meclis’e çağırdı: Terörün bittiğini haykırsın!
|
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI
Öcalan’ın tahliyesi için tek maddelik değişiklik yeterli: Bahçeli’nin sürpriz skandalıyla gündeme gelen “umut hakkı” nedir?
Bahçeli’nin Öcalan’ı TBMM’ye çağırması hangi sonuçları doğurabilir, ‘Çözüm Süreci’nden fark ne, kulislerde neler konuşuluyor, neler olabilir?
MURAT SABUNCU’NUN YAZI DİZİSİ
Diyarbakır’da Bahçeli konuşurken açılan televizyonlar ve altı çizilen yorum: ‘Devlet’ Öcalan ile belli bir noktaya ulaşmasaydı hareket etmezdi
Teröre rağmen barış arayışını sürdüren üç farklı isim: Bahçeli, Demirtaş, Özel…
CANDAN YILDIZ YAZDI
Bahçeli’nin Öcalan’a TBMM davetine DEM’den ilk değerlendirme Sırrı Sakık’tan geldi: Hiç şaşırmadım, daha önemli gelişmeler olabilme ihtimali yüksek
|
Bahçeli’den Öcalan çağrısı: TBMM’de konuşulun, terörün bittiğini, burada lağvedildiğini haykırın!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır” diyerek “umut hakkını” anlattı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: Tecrit kalksın, Sayın Öcalan konuşsun
Bahçeli’nin Öcalan için “Meclis’te konuşması” gündeme bomba gibi düştü
Özel, “el yükseltti”: Ben de Kürtlere devlet teklifleri veriyorum; Türkiye’nin sahibi olmaya davet ediyorum
TIKLAYIN – Bahçeli’nin Öcalan çağrısı sonrası Erdoğan: Açtığımız tarihi fırsat penceresi, hırsa kurban edilmemeli
TIKLAYIN – Demirtaş: Diyalog arayışlarını kanla kesmeye çalışan anlayış bilmeli ki Öcalan bir inisiyatif alırsa tüm gücümüzle arkasında olacağız; barış sesinin bu defa bastırılmasına izin vermeyeceğiz!
TIKLAYIN – Abdullah Öcalan’dan Bahçeli’nin çağrısına ilk yanıt: Koşullar oluşursa teorik ve pratik güce sahibim
|
DEM Partililerle tokalaşma ve “yeni çözüm süreci” iddiası
İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’nin ardından Lübnan’a yönelik başlattığı kara harekatı ve İran ile İsrail arasında artan gerilim, siyasetteki kulisleri hareketlendirdi.
Erdoğan: İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim tarihinde TBMM’nin yeni yasama döneminde yaptığı konuşmada, İsrail ile Hamas arasındaki savaşı ve Lübnan’daki saldırıları değerlendirirken, “İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım şimdi Lübnan’a sıçradı. Dün. İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye olduğu belirtiliyor ve Lübnan topraklarına kara giriş yaptığı duyurulmuştur.
“İç cephe” vurgu
Erdoğan, aynı konuşmasında “iç cephe” konusunda da uyarılarda bulunarak, “Fitne girişimlerine karşı millet olarak, 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmalıyız. Bugün İsrail’in saldırgan davranışlarıyla içsel ve çatışmasız bir çözüm yolu bulunmuyor, bunu çözüme kavuşturmak gerekiyor”ifade etti.
Bahçeli’den DEM Parti ile tokalaşma
Erdoğan’ın sözleri çerçevesinde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama döneminde dikkat çekici bir adım atarak, DEM Parti temsilcileri ile bir araya gelip, onlarla selamlaştı. Bahçeli, DEM Parti üyeleri ile el sıkışması ile ilgili olarak, “Yeni bir döneme adım atıyoruz. Gelecekte yapıcı olmaktan yanayız, durduk yere el uzatmayız. Keyfi temaslar kurmaktan kaçınıyoruz.” şeklinde konuştu.
DEM Parti’den açıklama
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Bahçeli’nin tokalaşmasını ve bu yöndeki açıklamalarını, “Bu parçaların atılacak adımlarda bizim de katkımız olacak. Sorunun çözümüne yönelik etkili bir politik program geliştirilmelidir” biçiminde değerlendirdi.
Devlet Bahçeli yeni yasama döneminde DEM Partililerle tokalaştı
Bahçeli’den, DEM Parti ile tokalaşma hakkında: Yeni bir dönem başlıyor, barışı sağlamak için çaba sarf etmek gerektiğini düşünüyorum
Bahçeli’den DEM Parti’ye “Türkiye partisi olma” çağrısı: Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır
Bahçeli’nin son açıklamalarının ardından DEM kulisleri: Koşullar uygun olursa müzakereye açığız
Yeni bir “çözüm süreci” geliyor mu? | AKP’li isimlerden peş peşe değerlendirmeler
Murat Sabuncu’nun yazısı: ‘Devlet desteğinde-bilgisinde’ çözüm mü, Hakan Fidan yine devrede mi, derhal önemsenmeli mi?
Candan Yıldız’ın röportajı | DEM Partisi Milletvekili Sırrı Sakık: Bahçeli’nin ‘Ülkemizde barışı sağlamak şart’ ifadelerini önemsiyoruz, Bahçeli ile tokalaşmamızı eleştiren çevrelerin düşünceleri bizim için önemli değil
Bahçeli’nin DEM Parti üyeleriyle tokalaşmasında “Dolmabahçe mutabakatı” detayı
Mehmet Y. Yılmaz yazdı: Kürt siyaseti ikinci kez aynı haliyle mi değerlendirebilir?
Yalçın Doğan yazdı: Bahçeli DEM’e çiçek attı ancak…
|
|
“`